DİSLEKSİ MÜDAHALE PROGRAMI(DMP)
Disleksinin temelinde; sesi fark etme, çözümleme, otomatik patern sorunları ve işitsel kısa süreli bellek sorunları yer almaktadır. Disleksi Müdahale Programı bu farklılık alanlarında, uygulamaya yönelik çalışmalar yapılmasını sağlamaktadır.

Bilimsel araştırmaları merkezine alarak hazırlanmış olan Disleksi Müdahale Programının temel amacı, dislektik bireylerin akıcı okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmektir. Bu doğrultuda Disleksi Müdahale Programının geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları 2018 yılında DİSENT (Disleksi Araştırmaları Enstitüsü) tarafından tamamlanmıştır.
Disleksi Müdahale Programı Almanca, İngilizce, Azerbaycan Türkçesi ve Rusça dillerine çevrilmiştir. Programın Azerbaycan Türkçesi versiyonunun geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları tamamlanmış ve 2019 yılında Azerbaycan’da eğitim verilmeye başlanmıştır. Almanca, İngilizce ve Rusça çevirileri tamamlanarak geçerlilik güvenilirlik çalışmaları devam etmektedir. 2021 yılında bahsedilen dillerde eğitim verilmeye başlanmıştır.
Disleksi Müdahale Programı dört bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler;
- Görsel İşlemleme,
- Otomatik Patern,
- Kısa Süreli Bellek,
- Fonolojik Farkındalık
1.Görsel İşlemleme
Söz konusu öğrenmek olduğunda, gözler bu beceride oldukça uzmandır. Çocuklarımızın okulda aldığı bilgilerin %80’i görsel kaynaklıdır. Gözlerin arkasında sanılandan çok daha önemli bir süreç gerçekleşmektedir. Görsel bilginin içeri girdiği andan itibaren beyin, gördüklerini yorumlamaya ve bir sonraki adımını planlamaya başlar. Bu sürece görsel işlemleme adı verilir.
Görsel işlemleme becerilerinin akademik başarıda ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bilinmektedir. Çocuklar metni okurken, yazım hatalarını bulurken, bir matematik problemi çözerken veya bir model yaparken, görsel işlemleme becerilerini kullanırlar.
Disleksi Müdahale Programı Görsel İşlemleme bölümü dislektik bireylerin ciddi sorunlar yaşadığı göz sekmeleri, okuma/tanıma merkezi ile eşgüdümü alanında da sorunların ortadan kalkmasını sağlamaktadır

2.Otomatik Patern
Akıcı okumanın başarılı bir biçimde gerçekleşmesi, altında yatan süreçlerinin sağlıklı çalışmasıyla ilgilidir. Akıcı okumayı doğrudan etkileyen bu süreçlerden biri de Otomatik Paterndir.
Otomatik Patern uygulamasındaki en temel esas; nesneler, harfler, sayılar ve renklerin olabildiğince hızlı fakat doğru bir şekilde ifade edilmesi gerekliliğidir. Otomatik Patern uyaranlarının, Otomatik Patern testlerinin özellikle dislektik bireylerin eğitimi alanında önemli bir yer edinmesi büyük ölçüde onun okuma ve işitsel kısa süreli bellek kapasitesi ile olan güçlü ilişkisine bağlıdır.
Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar bireylerin nesneleri, harfleri, sayıları ve renkleri hızlı isimlendirme becerisinin, akıcı okuma ile oldukça yakın ve güçlü bir ilişki gösterdiğini ortaya koymuştur
Otomatik Patern özünde bulunan hızlı isimlendirme, dikkat, görsel ayırım, görülen ile semantik bilginin entegrasyonu, fonolojik özellikler ve sesletim gibi farklı bileşenleri kapsar. Bu bileşenlerin her biri Otomatik Patern görevinin tamamlanması için hayati öneme sahiptir. Otomatik Patern, işitsel kısa süreli bellek ve akıcı okuma arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Otomatik Patern bu ilişkide yordayıcı rolü ile öne çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle, Otomatik Patern testinden düşük puan alan bir öğrencinin okuma performansında ve işitsel kısa süreli bellek kapasitesinde sorunlar olabileceği yüksek bir olasılıkla tahmin edilebilir. Özellikle sesli akıcı okumada Otomatik Paternin çok güçlü bir yordayıcı olduğu farklı çalışmalarla ortaya konmuştur
OPAT (Otomatik Patern Testi) dislektik bireylerin patern becerilerinin normal gelişim gösteren yaşıtlarına ait standartlarla karşılaştırılmasını ve Otomatik Patern çalışmaları sonucu başarısını değerlendirmeyi sağlamaktadır.
OPES (Otomatik Patern Etkinlikleri Seti) alanında Türkiye’de ilk ve tek olma özelliğine sahip bir çalışma sistematiğidir. Dislektik bireylerin Otomatik Patern becerilerindeki gelişimini dört aşamada gerçekleştirmeyi hedefleyen OPES, alanında ülkemizde yapılan çalışmalara kaynak oluşturan bir çalışmadır.
3.Kısa Süreli Bellek
Bellek, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, akıl, hafıza olarak açıklanmaktadır (TDK, 2010).
Kısa süreli bellek, beyne duyusal uyaranlarla gelen bilgilerin, uzun süreli bellekteki bilgilerle karşılaştırıldığı ve işlemlere tutulduğu etkinlik alanıdır. Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlıdır, gelen bilgiyi belli bir süre (10 saniye) canlı tutar. Bu bellek, sınırlı bilgi için geçici bir depodur.
İnsanların gördüğü, duyduğu veya daha önceden bildiği sayı, harf ve objelerin 7 – 9 tanesi burada tutulabilir ve hatırlanabilir.
Dislektik bireylerde daha çok kısa süreli bellek sorunları görülür. Kısa süreli işitsel -görsel bellek sorunları genellikle birlikte ortaya çıkar. Alanda yapılan birçok çalışma dislektik bireylerin kısa süreli bellek işlevlerinin normal örnekleme göre daha düşük olduğuna işaret etmektedir.Kısa süreli bellek, etkin bellektir. Öğrenme etkinliğinin hızına uygun olarak bilgiler hatırlanır, anlamlandırılarak davranışa dönüştürülür. Kısa süreli belleğe, bu özelliğinden dolayı ‘çalışma belleği’ de denilmektedir.
Okuma sırasında duyusal kayda gelen yeni bilgiyle uzun süreli bellekte olan bilgiler karşılaştırılır ve eşleştirilir, yeni bilgilerle bütünleştirilir; sesli ve sessiz tekrarlar yoluyla kısa süreli bellekte kalması sağlanır, uzun süreli bellekteki bilgiler etkin hale getirilip örgütlenerek, davranış haline dönüştürülür
Okunan bir yazının içeriği, bellekteki bilgilerin hatırlanma hızı, kapsamı, çağırılması, anlama ve anlamlandırma işlemlerinde geçen zaman gibi faktörler okumayı etkileyen faktörlerdir . Araştırmalar, akıcı okuma bozukluğu olan bireyin yazılı sözcüklerin fonolojik kodlamasında ve metnin anlaşılmasında yaşadıkları güçlüklerin bir tür bellek sorunundan kaynaklandığını öne sürmektedir .
İnsan belleğinin temel ve önemli özelliklerinden biri olan kısa süreli bellek işlevlerinin ölçülebilmesi, bilişsel nitelikli olayların araştırılmasında ve tanı koyma sürecinde kısa süreli bellek işlevlerini ölçen testlerin kullanımını yaygınlaştırmıştır (Er Menli, 1991). Bellek kapasitesini ölçmeye yönelik testlerin bir kısmında sözcükler bir kısmında da sayı dizileri test maddeleri olarak kullanılmaktadır. Bellek yetilerini ölçmede yaygın biçimde kullanılan sayı dizileri testleri okul başarısını yordamada ve öğrenme sorunları olan çocuklara tanı koymada da sıklıkla kullanılmaktadır. Sayı dizilerinden oluşan birçok kısa süreli bellek testinin çeşitli başarı testleri ve yetenek testleri ile yüksek korelasyonları olduğunu gösteren araştırma bulguları bulunmaktadır.
Özetle kısa süreli bellek süreçleri okuma, okunulan metni anlaşılması ve hatırlanması açısından önemlidir. Bu noktadan hareketle dislektik bireylerin işitsel ve görsel kısa süreli bellek kapasitelerinin gelişimi akıcı okuma ve okuduğunu anlama becerileriyle sıkı sıkıya bağlantılı olduğu bilinmektedir.
Disleksi Müdahale Programı Kısa Süreli Bellek bölümü üç kitaptan oluşmaktadır;
- Ardıl Hafıza
- Kısa Süreli Bellek (Sayılar)
- Kısa Süreli Bellek (Harfler)
Program içerisinde yapılacak çalışmalar kolaydan zora bir sıralama ile farklı öğrenme stratejilerini içermektedir.
4.Fonolojik Farkındalık
Bireylere hayat boyu kullanılacağı temel dil becerilerinin kazandırılması, doğru ve etkili bir şekilde planlanmış ilk okuma ve yazma öğretim süreci ile mümkündür. İlk okuma yazma öğretimi için yeterli hazır bulunuşluğa ulaşılmasında birçok beceri önemli rol oynamaktadır. Bu becerilerden bir tanesi de fonolojik farkındalıktır. Fonolojik farkındalık harf ve harfin işleyişi arasındaki ilişkiyi anlamak için ön koşul niteliğinde olan sözlü dil becerisidir. Çocuğun okuma-yazma becerisi için yeterli hazır bulunuşluğa ulaşmasında ve bu becerinin istenilen nitelikte kazandırılmasında bedensel, bilişsel, duyuşsal ve sosyal yönden gerekli tüm bilgi, beceri ve deneyimlere sahip olmasının yanı sıra, fonolojik farkındalık becerisinin de oldukça önemli olduğunu ortaya koyan çalışmalar vardır.
Konuşma dili yeteneğinin bir parçası olan fonolojik farkındalık cümlelerin kelimelerden, kelimelerin hecelerden ve hecelerin de seslerden oluştuğunun farkında olma bilgisidir.Fonolojik farkındalık, seslerle harfler arasındaki ilişkiyi anlamak için ön koşul niteliğinde olan sözlü dil becerisidir
Disleksi Müdahale Programı Fonolojik Farkındalık bölümü, yukarıda da belirtildiği gibi çözümleme stratejisine dayalı bir çalışma sistematiğidir. Cümle, kelime, uyak, hece, ses çözümlemesine dayalı etkinlikleri bağımsız ve akıcı bir şekilde gerçekleştiren birey sürecin sonunda ortografi oluşturma becerisi kazanır.